DİN VE AKIL
 

Bir üçüncüsü olmayan İki kurtuluş gemisi, İnsanlığı saadet ve hayır yoluna ulaştıracak iki ışık, aralarında tam bir dayanışma ve anlaşma olan iki rehber. Aynı lambadan çıkan iki ayrı nur, Aralarında zıtlık ve zıtlaşma, ihtilaf ve kötülüme yoktur. Onlardan biri insanoğluna nasip olursa elinden tutar diğerine ulaştırır. İkisi bir araya geldiğinde nimet tamamlanır ve olgunlaşılır.
İşte bu iki şey Allahın insanoğluna verdiği iki büyük hediyedir. Akıl ve Din. Akıl, düşünür ve tetkik eder. Din, insanın cahillik ve aşırılıkla yoğrulmasını önler. Din aklın düşünmesine ve uyanmasına, anlamasına ve idrakına yardımcı olur. Yüce Allahın gönderdiği din şöyle der:
“O, Bilen bir kavme ayetlerini açıklamaktadır.”
“Allah size işte böyle ayetlerini açılar ki düşünüp hakikatı anlayasınız.”
“Allah size ayetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.”
Peki hangi şey üzerinde tefekkür edeceğiz? Hangi şeyi arayıp soracağız? Kur’anı Kerim diyor ki; “dünya ve ahiret hakkında düşünün diye Allah bu ayetleri böyle açıklar.” Yani güncel hayatınızda; yaşamınızdan ziraatınıza, sıhhatinizden malınıza kadar düşünesiniz diye. Ve yine o ayetlerini açıklar ki manevi hayatınızı da düşünün, kulluğun gerektirdiği güzel ahlak ve vecibeleri yerine getirip yaratıcı ile olan bağı güçlendirmeleri için.
Değerli Kardeşlerim:
Önceki arap kavimleri cehalet ve bilgisizlik uykularından, putçuluk ve gaflet uykularından Kur’anın sesi ile uyanmışlardır. Kendilerini Kur’anın bu çağrısına teslim etmişler ve böylece onların akıl dünyalarının gelişmesine düşünme ufuklarının açılmasına yardımcı olmuştur. Günümüze kadarda bu nur başta araplar olmak üzere tüm insanlığa bu çağrıyı yapagelmiştir. Böylece elde ettikleri ilim ile birlikte hikmet meyvelerini toplamaya başlamışlardır. Kur’anın ayetleri onları birleştirmiş bir vücut haline getirmiş, erdemli birer insan haline getirmiştir. Avrupa asya ve afrika kıtasında hür insan portresini em güzel şekilde çizmiş ve tüm insanlığı bir araya toplamayı başarmıştır. Bu öyle bir birliktir ki orada adalet ve eşitlik vardır. Beyazı siyahı ve farklı ırkları bir arada işte bu kuvveti ve azameti ile bir arada tuttu. Onların herbirini dostluk kardeşlik ve barış sancağı altında tutarak insanoğlunun tarihte örneğine rastlanamayacak bir Kur’an toplumu var etti. Bu toplumda tıp felsefe mantık gibi ilimler yanısıra doğa, hayvan ve uzay bilimciliğide gelişmişti.
Daha sonra Müslümanlar bir daha uykuya daldılar. Ve işte bu uyku ile birlikte başımıza gelenler ve gördüklerimiz canlıdır.
Ve şimdi uyanıyoruz. Karşımızda öyle bir toplum varki onlar uzayda tur atıp denizin diplerine kadar inebiliyorlar. En uzak yerlerle anında görüşebildikleri gibi görüntülerini de alabiliyorlar. Ulaşmış oldukları ilim neticesi yeryüzünün tüm yeraltı kaynaklarına ulaşıp kendi güç ve sömürgeleri adına kullanıyorlar. İşte tüm bunlar düşünen bir aklın nerelere ulaşabileceğinin bir göstergesidir. Kimileri avrupa ortak pazarını kurmuş, kimileri ise başka milletlerle bir araya gelip bir Birleşmiş Milletler örgütünü bina etmiştir. Bu birleşmeler ve kurulan pazarlar dahilinde bir çok millet ve toplum bir araya gelmiş ve aynı maslahat doğrultusunda çalışmaları sağlanmıştır.
Tüm bu olanlar göz önünde iken biz Müslümanlar parçalanmış küçük devletcikler haline dönüşmüşüz. Tüm bu başımıza gelenler sömürgecilerin ve düşmanların hazırladıkları oyun ve tuzaklarla oluşmuştur. Bizler kendi öz benliklerimizi kaybetmiş heva ve heveslerimize dalmış, mal ve servetin peşine düşmüş bir toplum haline gelmişiz. Bakın şu uzaya çıkan astronotlara sanki bizlere Allahın şu ayatini hatırlatıyorlar.
“ Deki Göklerde ve yerlerde neler var bakında ibret alın.”   
Sanki şu ayeti kerime Ruslar ve Amerikalılar için inmiş..!!
“dünya ve ahirett hakkında düşünün diye Allah bu ayetleri böyle açıklar.”
Rasulullah s.a.v. şu hadisi şerifi sanki Müslüman olmayanlar için söylemiş. “öğrenen ve öğreten olmayan benden değildir.”
Bu gün diğer toplum ve milletler ilerlemiş, Müslümanlar ise hayatın bir meta olduğunu düşünüp para ve zevke dalmışlar kendi arzu ve isteklerini yerine getirmek için uğraşmaktadırlar. Kimileri islamın kalbi temiz tutmak ve iyi ahlak sahib olmaktır diyor. Kimileride islamın sadece namaz oruç ve zekatla ve sınırlı olduğunu düşünüyor. İslamın dünya hayatı için bir müdahalesinin olmadığını söylüyor. Tıpkı şu ayeti kerimenin zıddı gibi…Dünya ve ahiret hakkında düşünün diye….
 Ve Yüce Allahın şu ayeti kerimesine görmezden gelerek: “ Deki Göklerde ve yerlerde neler var bakında ibret alın.”
Sanki Müslümanlar kendilerinden önceki tarihi unutmuşlar, atalarının alimlerinin islamı nasıl anladıklarını görmezden gelmektedirler. Onlar İslamın bir devlet, bir devrim, bir güç, insanlığın rahmete ve feraha kavuşması için cihat olgusunun var olduğu bir din olarak bilmişlerdi. Biliyorsunuz ki o günki atalarımız bu günkü amerika ve rusyayı tanımıyorlardı. Ama bu günkü amerike ve rusyanın elinde ilim ve medeniyet bizim ve ecdadımızın ve alimlerimizin birer uzantısıdır.
Şair ne güzel söylemiş:
Eğer bilmiyorsan bu bir sorundur
Eğer biliyorsan onun sorunu daha büyüktür.
Değerli Kardeşlerim:
Meydana gelen olaylar ve gelişmeler İslam ümmetini uyandırmış, Başta siyasi özgürlük olmak üzere bir çok alanda kendi hak ve özgürlüklerini arama hamleleri başlamıştır. Ekonomik özgürlüğe ulaşılmaya başlanmış başta cezair tunus ve Umman gerçek hürriyetlerine kavuşmuşlardır. Askeri olarakta gelişmeler boy göstermiş işte bugün evlatlarmız bir çok yerde mücadele vermektedir.
Birlik ve beraberlik adına bir çok adımlar atılmakta özellikle Üniversiteler bazında gençlerimiz çok güzel örnekler sunmaktadır. Artık başkalarının menfaatini kendi menfaatimize değişir hale geldik. Yüce Allah bizleri İman gücü ile birlikte akıl sahibi kullarından eyleyip ilim ve irfan yolunda ilerlemeyi bizlere nasip ertsin.
Allahın selamı üzerinize olsun.