KİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ
 

Bazen toplum içerisinde şu tür ifadeler duyarız. “Bela herkese rahmet ise sınırlı iner” aynı zamanda bu söze kulak veren ve doğruluğunu onaylayan kafalarıda görürüz.
Acaba bu tür bir inanç İslam akidesi ile uyuşur mu? Yani yüce Allah bir musibet indirdiğinde veya günahkarlar için bir ceza verdiğinde günahsız olanlarıda aynı hüküm dahilinde cezalandırır mı? daha doğrusu salih kul ile asi kulu birbirinden ayırt etmez mi? Allahın Gadabı geldiğinde suçlu suçsuz kimseyi ayırt etmeden mi gelir.
Değerli kardeşlerim:
Allahın adaletine karşı bu suçlama nedir. Yeri ve göğü yaratan bu yüce yaratıcıya bunca kudretine karşın onun iyilik sahibi ile asi olanı ayırtedemeyecek derecede kudretsiz olduğunu nasıl kabul edebiliriz.
Biz bir hakimin veya başkanın işlenen bir suçtan dolayı tüm insanları cezalandırdığını görsek o hakim ve başkan için biz ne deriz. Onun zalim olduğunu ve haklı ile haksızı ayırtedemeyecek derecede cahil olduğunu söylemezmiyiz.
Değerli kardeşlerim:
Haşa Yüce Allah verdiği kararlarda zalim midir.? Yaptırımında ve cezalandırmasında acımasız mıdır? veya suçlu olanı günahkar olanı ayırtedemeyecek derecede aciz veya cahil midir.?
Bu sorunun cevabını bizlere Kur’anı Kerim vermektedir.Yüce Allah buyuruyor ki:
“Hiç bir günahkar başkasının günah yükünü üstlenmez.”
Yani hiç kimse günah işleyen asi olan bir kişinin günahını üstlenmez. Her kişinin kazandığı kendinedir. Başkasının yaptıklarından dolayı suçlanamaz ve ceza göremez.
Yine yüce Allah Kur’anı Keriminde buyuruyor ki:
“Elçilerimiz İbrahime müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helak edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir"
İbrahim dedi ki: Ama orada Lut var! şöyle cevap verdiler: biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; O, kalacaklar arasındadır.”
Değerli Kardeşlerim:
Bu ayeti kerimede görüyoruz ki Hz İbrahime melekler tarafında Lut kavminin helak olunacağı haber verildiğinde onun Hz Lut için endişelendiğini ve bu azabın onada bulaşacağından korktuğunu görüyoruz. Ancak melekler ona güvence vermişler Allahın halis kullarına bu azabın ulaşmayacağı müjdesini vermişlerdir. Tıpkı yağdan kıl çeker gibi onu oradan alıp kurtaracaklarını belirtmişlerdir.
“biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; O, kalacaklar arasındadır.”
Allah Lut peygamberi ve ailesini istisna tutmuş ve onları o büyük azaptan kurtarmış ancak karısı helak olup gitmiştir.
Değeri kardeşlerim:
Tüm bu zikrettiğimiz delillerden sonra şöyle bir soru gelebilir: biz görüyor ve duyuyoruz ki bir bela ve musibet geldiğinde zalim, mazlum, asi, muttaki, günahkar, günahsız ayrımı yapmaksızın herkese geliyor? O nedenle zikrettiğiniz bu deliller herkesce bilinen bu gerçeği örtmüyor. O nedenle “bela herkese rahmet ise sınırlı iner” cevap olarak deriz ki:
Sizler günah işleyen ve Allaha asi gelenleri tek başına olduklarını zannetmeyin. Onlar yapılan günaha ve asiliğe ses çıkarmayan ve Allahın şeriatında suç ortağı sayılan kimselerdir. Yapılan her fıskta ve asilikte Allahın ayetlerine ve emirlerine karşı yapılan ihmalkarlıkta susanlar suç ortağı sayılırlar. Kimki ortada yapılan bir asiliğe karşı susarsa oda onu yapmış kadar suçludur. Veya dostluk ve arkadaşlık adına susmayı tercih edenler o işi yapmış kadar mesuldürler.
“Dedi ki: siz sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allahı bırakıp bir takım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lanet okuyacaksınız. Varacağınız yer cehennemdir ve hiç yardımcınızda yoktur.”
Değerli kardeşlerim:
Bazıları kötü bir şeyi gördüklerinde susmayı tercih ederler. Sebeb olarak dinden ve kurandan yanlış tevil getirip delil sunarlar. Tıpkı gördüğü bir kötülükten dolayı niçin Emri bilmaruf ve Nehyi anilmünker yapmıyorsun dendiğinde şöyle cevap verir: Yüce Allah Kur’anı Keriminde şöyle diyor:
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar vermez.”
Cevap olarak şöyle deriz. Hz Ebu bekir hutbeye çıktığında bu ayeti okur ve şöyle der: sizler bu ayeti kerimeye böyle okuyorsunuz. Ve siz onu yanlış yerde tevil ediyorsunuz. Ben Rasulullahtan işittim O şöyle dedi: “Eğer insanlar bir kötülük gördüğünde onu düzeltmezlerse Allahın onlar üzerindeki cezası genel olur.”
Daha sonra Rasulullah şu örneği verdi: Allahın Haddlerini uygulamak isteyenlerin örneği tıpkı şuna beznzer: Bir gemide bir araya gelen toplumdan bazıları alt katta bazıları üst katta olur. …………………………………………………………………………………………………..
Efendimiz daha sonra şu ayeti kerimeyi okudular:
“Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizde sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz . bilinizki Allahın azabı şiddetli olur.”
Günahlarımızdan ve hatalarımızdan dolayı, onun bizden istediği emir ve yasaklara hakkıyla yerine getiremediğimizden dolayı, evlatlarımızı hakkıyla terbiye edemediğimiz için, her gün apaçık göz önünde yapılan münkerata karşı susup kaldığımız için Öyleyse Allaha hep birlikte tevbe edelim.. Umulur ki Allah bizleri bağışlar ve affeder.
“Ey kavmim! Rabbinizden bağış dileyin sonrada ona tevbe edin ki üzerinize göğü bolbol göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın. Günah işleyerek yüz çevirmeyin.”
“Ey müminler Allaha hep birlikte tevbe edin. Umulur ki kurtuluşa erersiniz.”
  Allahın selamı üzerinize olsun.