AÇIK MEKTUP |
Şeyh Dr. Ahmet KUFTARU Hocaefendi Tarafından İSLAM ÜLKESİ DEVLET BAŞKANLARI VE LİDERLERİNE Tahran VIII. İslam zirvesi konferansı münasebetiyle 9 – 11/12/1997 tarihleri arası |
Hamd Alemlerin Rabbı olan Allaha, Salat ve Selam onun Rasulüne ve ashabına
olsun.
İslam Ülkelerinin Değerli Liderleri, Başkanları ve yöneticileri;
Allahın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun;
İslam konferansı münasebetiyle toplanmış olduğunuz bu yerde, Rabbim sizleri
rahmetine ve riayetine alarak Ümmetin içinde bulunduğu zor durumdan kurtaracak
kararlar almanızı nasip etsin.
Öncelikle önem gösterilmesi gereken meselelerin başında, var olan ihtilafları,
şahsi kavgaları bir kenara bırakıp tam bir bütünlük içerisinde tek vücut olmuş
olarak başta gasp edilmiş topraklarımızın ve mukaddes yerlerimizin özgürlüğüne
kavuşması için uğraşvermenizi temenni ederim.
Tabiki böyle bir hedefin gerçekleşmesi için ilk önce müslümanın sağlam temellere
dayalı, Kuran ve sünnetin tarif ettiği esas kimliğini bulması şartıyla.
Toplumun özgürlüğü ve insanlığın gelişmesi, yeni medeniyetlere zamin hazırlama
ve her şeyden öte medeniyetleri oluşturan insanı yetiştirme elbetteki hakiki
servetlerle mümkün olacaktır. Tabik şu an ki toplumların içinde bulunduğu
durumdan bahsetmiyorum. Çünkü günümüz toplumları hiç bir şekilde hakiki servet
sahibi olamamışlar veya servetlerini koruyamamışlardır. Asıl kastettiğim servet,
insanları olgunlaştıran ve temel ahlak kuralları dahilinde onları geliştiren O
İslam toplumdan bahsediyorum.
İslam taşıdığı İman, ahlak ve akıl gücü ile başlıbaşına bir hayat yoludur. Öyle
bir güç ki Müslüman insanı, bu asırda olgunlaştırabilecek bir güç. Tabiki bu
Liderlerin ve başkanların, ülkelerindeki alimlere bu fırsatı verip onlara zemin
hazırlamasıyla mümkün olacaktır.
Bu ümmetin dünü ve bugününe baktığımızda görüyoruz ki bir çok başarılara koşmuş.
Eğer Allahın gösterdiği yolda yürüyerek iman silahı en iyi şekilde kullanılırsa,
işte o zaman bir çok mucizeler gerçekleşecek ve bu asrımıza hükmedecektir. Tıpkı
Lübnanda ki silahlı cihat örgütünün gaspedilmiş topraklar üzerinde yaptığı gibi.
İşte böyle bir mücadele İsrailin Flistin topraklarından çıkmasına dek
desteklenecek ve yardım görecektir. İşte Suriye; bu mücadeleyi sonuna kadar
desteklemekte ve barış görüşmelerine de zemin hazırlayıp ortada var olan hakkın
gaspedilmesine karşı çıkmaktadır.
Şayet bu iman silahı Ümmetimizce hakettiği şekilde kullanılmaz ise; günümüz
medeniyet seviyesine ulaştırmaz. Toplumları tıpkı materyalist ülkelerde olduğu
gibi bölüp parçalar.
Bugün İslam alemine şöyle bir bakacak olursak görürüzki İslami sloganlar yanlış
bir şekilde kullanılmakta ve İslamın teşvihine zemin hazırlamaktadır. Bu tür
hareketler planlanmış olup İslam düşmanları tarafından sunulmaktadır. İslam
kavramının kirletilip kendi hükümlerinin bekası için ve müslümanların gelişip
ilerlememesi için bu oyunlar hazırlanmaktadır.
Hepimiz görüyoruz, bu gün İslam adına yapılan terör hareketlerini ve yapılan
cinayetleri -ki İslam bunlardan beridir-. Ben İslam Ümmetinin liderlerine
çağrıda bulunuyorum, gelin Ümmetin Alimlerine bilginlerine bir fırsat verinki
onlar bu konuda mücadele etsinler, cehalet ancak ilimle tedavi olur, Fikir
hürriyetinin sınırlarını genişletelim ve İslami çalışmalar ve fikirler de
gelişsin, gelişsin ki bu alanda ki açığı kapatsın. Her ne olursa olsun kötü
tavırlardan kaçınıp Müslümanlara her konuda önlerini açalım. Özellikle fikir ve
yayımcılık konusunda, öyleki aşırı İslami düşüncelere sahip olanlar gençlerimizi
farklı yönlere sürüklemesin.
Değerli başkanlar ve Liderler:
İslam ümmetinin bu günü ve yarını sizin elinizde hatta insanlığın geleceği sizin
elinizde.
İslami vecibelerden biri olan İnsan hakları konusunda biraz daha çalışsak,
gençlerimizin doğru bir yol üzere gitmelerine zemin hazırlasak, hatalarımızı
düzeltip ilim yollarını açsak…. En doğrusu bu olacaktır herhalde. İman şemsiyesi
altında mutlu bir geleceği hazırlamış oluruz…
Ve bu münasebetle liderlerimizin ve başkanlarımızın özellikle uydu
yayıncılığında İslami konularada önem göstermelerini veya İslami ilimlerin
yayınlandığı ortak bir kanal tahsis etmelerini, bu konuda ehil gördükleri
alimlerimizi görevlendirmelerini temenni etmekteyim. Bununla birlikte İslami
okullar açmalarını veya var olanları desteklemelerini, ehil alimlerin
yetişmelerinde pay sahibi olmalarını dilemekteyim.
Değerli başkanlar ve liderler:
Müslümanların ve İslamın adına sizlere sesleniyorum; bu Ümmetin tekrar
kalkınması ve büyümesi için -Allahın çizdiği yoldan ayrılmamak şartıyla-
çalışın……. Artık biz doğunun ve batının tüm ideolojilerini ve yollarını
denedik……
Bu bizlerin ve sizlerin vazifesidir. Ve çok kutsal bir görevdir. Hepimiz o gün
Allahın huzuruna malsız mülksüz güçsüz kuvvetsiz olarak çıkacağız. “o gün, ne
mal fayda verir ne de evlat. Ancak temiz bir kalple gelenler fayda bulur.”
“De ki: yapın! Amelinizi Allahta Rasulüde Mü’minlerde görecektir. Sonra görüleni
ve görülmeyeni bilen Allah’a döndürüleceksiniz de O size yapmakta olduklarınızı
haber vercektir.”
Rabbim sizleri Müslümanların hayırında muvaffak kılsın.
Alemlerin Rabbı olan Allaha Hamd olsun.