BARIŞA GİDEN YOL |
Din Adamları Dünya Barış Görüşmeleri Hortum – Sudan 17/11/1991 |
Bismillahirrahmanirrahim
“Rahman ve Rahim olan Allahın Adıyla”
Hamd Alemlerin Rabı olan Allaha, Salat ve Selam Onun rasulüne ve Ashabına
olsun.
Pek Muhterem Alim Kardeşlerim:
Dikkat ettiğiniz üzre konuşmamı Yüce Allahın Kuranda Başladığı ayetle başladım.
“Alemlerin Rabbı olan Allaha Hamd olsun!” O yüce Allah ki Sevgisini ve şefkatini
belirli bir kavme has kılmamış, Kendisini Ne Arabın, ne de Acemin Rabbı olarak
isimlendirmemiş, Alemlerin Rabbı demiştir. Bu tüm insanlık ailesini içine alan
ve Efendimizin şu hadisine tevafuk eden bir ifadedir.. “Yaratılanların hepsi
Allahın yakınlarıdır. Allahın en sevdikleri Onun Yakınlarına en faydalı olandır”
Değerli kardeşlerim:
Burada barışı konuşmak için toplanmış bulunmaktayız. İnsanoğlu İki büyük cihan
harbini yaşamış vahları ve yıkımları görmüş binlerce canı toprağa gömmüştür. Tüm
hayat felsefeleri bitmiş Kötülüğü emreden iyiliği yasaklayan çirkinlikleri
güzelleştiren ve insanın bir hiçten geldiğini ikna etmeye çalışan mantıklar
ortaya çıkmıştır.
İnsanoğlu bunun yanısıra yarım asır gibi uzun bir süre soğuk savaşla yüyüze
kalmış, ve yeryüzü güçlünün ve kuvvetlinin hakim olduğu ahlak kurallarının
işlemediği bir yer haline gelmiştir.
İşte burada bizlerin vazifesi başlıyor. Biz Din adamların siyasetçilerin ve
basının. Gerekli olan barış ortamının oluşması için ve adaletin sağlanması için.
Kula Kulluktan Allaha Kulluğa, beşeriyet arası kardeşliğe ve gelmiş geçmiş tüm
Peygamberlere imanla birlikte onların getirdiklerini benimsemeye….. Kuranın da
ifade ettiği gibi, “Allahın Peygamberlerinden hiç birisi arasında ayrım
yapmayız.” Ayetini esas alarak.
İşte şu an burada bulunmakla Barışa giden yolun ilk adımlarını atmış
bulunmaktayız. Bu da İnsan ile Rabbi arasında ki bağı güçlendirmek olacaktır.
Doğuda ki ataizmin çöküşüne hep birlikte şahit olduk. Ancak Akılla ve ilimle
donatılmış bir imanın İnsana gerçek özgürlüğünü veren ve Kendisinin Allahın bir
nuru olduğunu söyleyen İslamın çöküşünü görmedik. İşte bu yerde ve gökte sonsuz
saadet kapılarının açılması demektir ki bu İslamda ki Barış kavramıyla yerini
bulacaktır. Tabiki bu meselenin dahada derinleşmesi başta İnsanın kardeşine
saygı göstermesi. -Çünkü tüm insanlar Allah indinde tek bir aileden gelmektedir-
Hepsi Allahın yarattıklarıdır. İnsanlık ancak Allaha kullukta birleşebilir. Bu
Nedenle İslam insanlardan diğer bütün dinlere de inanılması gerektiğini beyan
etmiştir. Bu konuya biraz daha açıklık getirmek için şu ayeti Kerimeyi zikretmem
yerinde olacaktır; “Biz Allaha ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Yakup
ve esbâta indirilene, Musaya ve İsaya verilenlere, onlaran hiç biri arasında
fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allaha teslim olduk derler.” Bu ayeti
kerimede yüce Allah bazı Nebileri özel zikretmiş ve daha sonra tüm nebileri
içine alacak bir genelleme yapmıştır. Tüm bu Nebilere imanı şart koşmuş Hz İsayı
Peygamber olarak kabul etmeyenin, Hz Musaya inenleri kabul etmeyenin mümin
olamayacağını beyan etmiştir. bu durum diğer bütün Peygamberler için de
geçerlidir.
Kur’anı Kerimin bir çok yerinde Hz Muhammede gelen Dinin Önceki gelen dinlere
bir tastik ve bir tamamlayıcı niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
Muhterem Beyefendiler:
İslam dininin Diğer din Mensuplarını da içine alan barış çağrısı, sadece
satırlarda kalmamış bizzat İslam devleti dahilinde müşahede edilmiştir. Bir
okyanustan diğer okyanusa uzanan sınırları dahilinde Kiliseler Havralar ve
Camiler yana yana durmuştur. Belki de birçok Kilise ve Havra İslam oralara
gelmeden bina edilmiş ve İslam geldikten sonra onlara kesinlikle
dokunulmamıştır. Rivayet olunur ki Halife Me’mun zamanında Kilise ve
Manastırların sayısı onikibin rakamına ulaşmış.
Fetihler boyunca Müslümanların çektikleri kılıçlar hiçbir zaman Halka karşı ve
onların inanaçlarını değiştirme amaçlı olmamıştır. Çekilen kılıçlar sömürge
zihniyetli tağutlara çekilmiştir. İslam kılıcı o gün zayıfların ellerini değil
onların ellerinde ki kelepçeleri kırmıştır. Zayıfların ve mazlumların gözlerinde
ki pislikleri temizlemiş ancak onları kör etmemiştir. Çünkü İslam inancında Şu
gerçek esasdır. “Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden
ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allaha inanırsa kopmayan sağlam kulpa
yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.”
İslam ortadoğuda uzun yıllar hükmünü sürdürmüş ve hiç bir şekilde var olan
mabetlere el sürmemiştir.
Fetih ordularının gittiği yerlerde İslamla şerflenen toplumlar halen daha İslam
olmaya devam etmişler dinlerinde sabit kalmak isteyenlere de dokunulmamıştır.
Kardeşlerim:
Dinlerin hepsi sevgi ve barış içerir. Yüce Allahın Dinine İslam adını
vermesinden daha güzel bir şey var mıdır. Bu İslam Kelimesi barışı ve Allaha
Teslim olmayı içine alan bir kavramdır. Selam (barış) ifadesi; Müslümanların
kendi aralarında ki selamlaşması, Yüce Allahın isimlerinden birisi, Cennetin
adı, Mekkenin adı, Cennete girenlerin selamlaşmasıdır.
Yüce Allah müminlere şu şekilde seslenmektdir. “Ey iman edenler hep birden
barışa girin.”
Kardeşlerim:
İslamın Barışa verdiği bunca öneme karşın sadece bununla yetinmemiş İnsanlığı
kardeşliğe yardımlaşmaya ve merhamete davet etmiştir. Çünkü barış ifadesi sadece
husumette olan iki kişinin bir araya gelmesini içerir.
O nedenle İslam; sadece barışla yetinmez ve onun ilerisinde şefkat merhamet ve
duygusal yakınlaşmayıda içine alır. Kur’anı Kerimde Yüce Allah Hz Peygambere
“Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” Diye hitap etmektedir.
Kardeşlerim:
Teferruatlara inildikçe konu genişler zaten vaktimiz de buna müsait değildir.
Dikkat ediyorsanız göreceksiniz ki Bu asırda biz din adamlarına çok işler
düşmektedir. Ve bizim Allahın indinde özel bir yerimiz vardır. Mutlaka Yüce
Yaratan bizden bu ümmeti ve Dini soracak birlik ve beraberliği gerçekleştirip
gerçekleştiremediğimize bakacaktır.
Ben bu Kürüsüden bütün dünya dinlerinin liderlerine sesleniyorum. Barış ve sevgi
yolunda dinlerinin öngördüğü çalışmaları yapsınlar. Tıpkı peyegamberlerinin
yaptığı gibi….
Bu görüşmemizin hayırlara vesile olmasını temenni eder. Yüce Allahtan bizleri
doğru yoluna iletmesini dilerim.
Alemlerin Rabbı olan Allaha Hamd olsun